Anti-aging tıbbının bilinmeyenleri

Uzmanlar, yaşlılıkla savaşmak konusunda ciddi araştırmaların yapıldığı anti- aging tıbbının, 30 yıl öncesine göre çok ilerlediğini ve gençleşme konusunda oldukça etkili sonuçlar alındığını belirtiyor. İşte anti-aging tıbbı hakkında merak ettiğiniz sorulara uzman cevapları…

Anti-aging tıbbı kime hitap ediyor?

Pek çok insan, anti-aging uzmanlarını 40’lı, 50’li yaşlarında ziyaret ediyor. Bu hormon salgılarının yavaşladığı döneme denk geliyor. Söz konusu dönemde yaraların iyileşmesi yavaşlıyor, kaslar sıkılığını yitiriyor, genel bir yorgunluk hali baş gösteriyor.

Dr. Jaeger “Hasta genel olarak iyidir ancak uykusunda, konsantrasyonunda ve libidosunda azalma hisseder” diyor.

Genlerimiz sağlık durumumuzun en önemli belirleyicisi. 20’li yaşlarda en iyi durumunda olan sağlığımız, yaşam tarzımıza (tütün ve alkol kullanımı, stres, düzensiz beslenme, hareketsizlik) bağlı olarak hızlı ya da yavaş bir biçimde gerilemeye başlıyor.

Anti-aging tıbbında süreç nasıl işliyor?

İlk konsültasyonda hekim hastanın sağlık geçmişi hakkında bilgi ediniyor. Kullandığı ilaçlar, geçirdiği ameliyatlar, hastalıkları, genetik tablosu vb. Alınan cevaplar, hastanın anti-aging tedaviye nasıl tepki vereceği hakkında da genel bir fikir sunuyor. Çünkü bu bilim dalından mucizeler beklemek yanlış. Doktor, hastadan talep edeceği testlerin sonuçlarına göre organizmanın genel durumu hakkında fikir sahibi oluyor.

Damarların durumu parmak ucuna takılan bir cihaz ile öğrenilebiliyor. Beden kitle indeksi, kas-yağ oranı gibi bilgiler de yine ileri teknoloji cihazlarla saptanıyor.

Hastanın beslenme alışkanlıkları ise yine kendisinin verdiği bilgilere dayanarak oluşturulan iki haftalık bir beslenme tablosu aracılığı ile doktora aktarılıyor. Bu veriler uygulanacak tedavide belirleyici oluyor.

Süreç hormon, mineral ve vitamin iğneleri ile devam ediyor. Bu kür, zamanın ve yaşam koşullarının olumsuz etkilerini yok etmeye yardımcı oluyor. Yaşlanma öylesine karmaşık bir süreçtir ki, bir iki müdahale ile mucizeler yaratılması beklenemez” diyor Dr Jaeger.

Anti-aging tıbbı ile nasıl bir etki elde ediliyor?

Beslenme, fiziksel aktivite, ek gıda takviyesi ve hormon takviyesi ile bazı değerleri optimuma ulaştırmak mümkün oluyor. Bu değerler, kişinin ihtiyaçlarına ve önceliklerine göre değişiklik gösterebiliyor ve pek çok durumda tedavi işe yarıyor.

Örneğin bir dolaşım sistemi rahatsızlığı kandaki Omega-3 seviyesinin düzeltilmesi ile çözülebiliyor ya da horlama, uyku apnesi gibi problemler, lazer uygulaması ile düzeltilerek hem artroz riskini düşürebiliyor hem de yaşlanma etkilerini aza indirgeyebiliyor.

İkinci kontrolde, tedavi şeklinin kişi üzerindeki etkileri ölçülüyor. Pierre ve Marie Curie Üniversitesi Enstitüsü’nde yapılan araştırmalar, bu konuda yeni gelişmelere tanık olacağımızı gösteriyor.

SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır. Lütfen bütün alanları doldurun.