Güneşin deri sağlığına etkileri

Güneş, hayatımızda önemli bir yeri olan, özellikle uzun kış günlerinden sonra yüzünü göstermesi ile bize mutluluk veren hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Deri sağlığımız açısından da güneşin hayatımızda önemli bir yeri vardır.

Güneş ışınları UV (ultraviyole-mor ötesi) ve IR [infrared-kızıl ötesi) ışınlarından oluşur. % 6.3’lük kısım sadece UV ışınlarından oluşurken, yeryüzüne ulaşan UV ışınlarının da %95’i UV-A kalan %5’i de UV-B’den oluşur. UVB ve UVC’nin neredeyse tamamı yeryüzüne ulaşmadan ozon tabakası taralından emilir.

Derimiz tüm organlarımız arasında güneşle bire bir teması en çok olan ve buna bağlı olarak da güneşe bağlı etkilerin en çok görüldüğü organımızdır.

Sedef hastalığı, bazı alerjik deri hastalıkları gibi önemli bazı deri hastalıkları ile kaşıntı üzerinde güneşin iyileştirici etkisi bulunmakladır. Bunun dışında deri hastalığı olmayan kişilerde güneşlenme psikolojik destek sağlamaktadır. Ancak kattığı tüm bu faydaların yanında deride yarattığı zararlı etkileri de çoktur, öncelikle bronzlaşmak amacıyla güneşlenme sonucunda kısa süreli etki olarak yanık oluşumu gelişebilir.

Bunun dışında bazı bakteriyel ve başta uçuk olmak üzere birçok viral infeksiyonda alevlenme yapabilir. Yıllar süren uzun süreli güneş teması sonrasında ise hiç istemediğimiz ve bazen geri dönüşü olmayan etkilere neden otur. Öncelikle deri yaşlanma sürecini hızlandırır.

Deride kırışıklık, lekelenme ve elastikiyet kaybının daha yoğun olmasına neden olur. Dana ileri aşamalarda deri kanserlerine neden olabilir. Bu kanserler arasında mevcut benlerimizin kötüleşmesi yoluyla, ya da yeni oluşan bir benimizin şekil değiştirip kötü gidiş göstermesi ile tanımlanabilecek ‘malin melanom’da bulunur. Bazı kanser tipleri yavaş ilerlediğinden, hastanın da ihmal etmesi sonucu kozmetik olarak kötü sonuçların oluşacağı cerrahi müdahalelerin yapılması gerekebilir.

Güneşlenmek ve buna bağlı bronzlaşmak kozmetik olarak güzel bir görüntü sağlasa da, bunun sonucunda daha ileri dönemlerde deride çok daha zararlı etkilerin olabileceği kesinlikle unutulmamalıdır. Bu nedenle güneşten korunmayla ilgili uzman dermatologlardan yeterli bilgi alınmalı ve güneşlenmekten vazgeçemeyenler için ise doğru korunarak güneşlenmenin öğrenilmesi sağlanmalıdır.

Bu bilgilerin temelinde güneş ışınlarının en yoğun olduğu sabah on ile öğlen saat iki arasında güneşlenilmemeli ve en az 30 faktör içeren güneş koruyucu ürünler ile korunma sağlanmalıdır. Daha detaylı korunma bilgisi için uzman dermatologların hastanın deri tipine göre önerebileceği güneş koruyucu ürünler özenle kullanılmalıdır.

Güneş koruyucular kullanılırken evden çıkmadan en az 15 dakika önce sürülmesi ve güneş altında bulunulan süreçte iki saatle bir koruyucunun tekrar uygulanması önemli noktalardandır.

Sonuç olarak güneş hayatımıza renk katan ve hayatımızda büyük yeri olan bir unsurdur. Biz de bu unsurdan doğru faydalanabilmek adına güneşin faydalarını ve zararlarını uzman dermatologlardan öğrenip ona göre daha huzurlu bir şekilde güneşlenmeliyiz.

SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır. Lütfen bütün alanları doldurun.