Stresin yaşam sürenizi kısaltmasına izin vermeyin

Stres, vücudumuza zarar veren kortizol hormonunun salgılanmasını sağlıyor. Bu hormon, hücre tahribatına ve bağışıklığın zayıflamasına yol açarak yaşam süremizden çalıyor. Finli araştırmacıların maden endüstrisinde çalışan 812 erkek ve kadın üzerinde yaptığı 30 yıllık çalışma, işe bağlı stresi çok olan kişilerin kalp krizinden ölme riskinin, daha az stresli işi olanlara göre iki kat çıktığını gösteriyor. Stres, kortizol hormonu salgılanmasına neden oluyor. Kortizolün inatçı yükselişi, hormon, bağışıklık, beyin ve sinir fonksiyonlarını etkiliyor. Örneğin yüksek stres, kısa dönemli hafızada azalmaya yol açıyor.

Çok stresli olduğunuz dönemlerde daha kolay nezle ve gribe yakalanırsınız. Kortizol hormonu yaşlanmayla doğrudan bağlantılı. Çünkü kortizol, bağışıklık yanıtını azaltır, vücutta sıvı tutulması, yüksek kan basıncı, alerji, artrit ve astıma bağlı iltihap artışıyla kırışıklık, akne, sedef ve saç kaybı gibi sonuçlara yol açar. Psikiyatrik Eğitim Danışma, Araştırma ve Tedavi Merkezi’nden (PEDAM) uzman Dr. Mustafa Güveli de stresin azının yararlı, ancak fazlasının zararlı olduğunu söylüyor.

Stres bir hastalık mıdır?
Stres bedenimiz üzerindeki bir talebe ya da zorlanmaya karşı bedenimizin verdiği iyi, kötü ya da nötral bir yanıttır. Duruma bağlı olarak yoğunluğu değişebilir. Kendini yaygın vücut ağrıları, baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik, aşırı sinirlilik gibi belirtilerle gösterir. Yaşamın zorlamaları ve gerginlik oluşturan dış etkiler, bu tablonun şeklini ve ağırlığını belirler. Stres hastalık değil ama belirtilerin yerleşmesiyle bazı hastalıkların nedeni olabilir.

Stresin kaynakları nelerdir?
Hayatımızdaki her türlü değişim stres kaynağı olabilir. İflaslar, yakınların kaybı, boşanma gibi istenmeyen değişiklikler daha çok stres oluştursa da, bazen arzulanan değişimler de strese neden olabilir. Mesela piyangodan büyük ikramiyeyi belki herkes bekler ve bundan hoşlanır ama bu durumun getirdiği değişimi kaldıramayıp ciddi stres yaşayanlar çok görülmüştür. Bazen insanın yeni durumun getirdikleriyle baş etmeye yönelik savunma mekanizmaları yetersiz kalabiliyor.

İstenmeyen değişimleri kontrol etmek elimizde olmadığından onlarla mücadele etmek daha zordur ve bu durum stresi artırır. İnsanın işinin, bazen sadece yöneticisinin veya statüsünün değişmesi, hatta bazen medeni durum değişiklikleri bile ciddi stres belirtileri ortaya çıkarabiliyor.

Bireyin kendisi veya yıllar boyunca edindiği alışkanlıklar da bazen stres kaynağı olabilir. (Örneğin yaşam tarzı, kişinin olaylara yaklaşım şekli veya kişilik özellikleri gibi). Ayrıntıcı bir insan için yaptığı her iş stres kaynağıdır. Bu durumda stresle baş etmek sadece kaynaktan uzaklaşmakla mümkün olamayacaktır. Kişinin kendi kişilik özellikleriyle de ilgilenmek ve belki sorunlu alanlarla ilgili profesyoneller desteğinde özel yaklaşımlar bile gerekli olabilir. Aşırı gürültülü ortamlar, stresi ve belirtilerinin şiddetini körükleyebilir. Sürekli çekişmeli bir iş ortamı bizi cidden gerer. Günümüzün önemli bir kısmının geçtiği iş ortamındaki gerginlik, en önemli stres kaynaklarından biri. Sürekli gergin veya çatışmalarla dolu aile yaşantısı kaygı derecemizi artırabilir.

Stres ne tür hastalıklara yol açabilir?
Gözbebeklerinin uzun süre büyük kalması göz, ağızdaki aşırı kuruluk yutkunma problemlerine yol açabilir. Sindirim işleminin çok sık aksaması kabızlığa ve ülsere sebep olabilir. Kasların sürekli kasılı kalması ağrılara, özellikle boyun ve omuz ağrılarına neden olabilir. Sık nefes alıp verme astıma, tansiyonun stres yüzünden sürekli çıkması bir süre sonra hastalık olarak yerleşmesine yol açabilir. Deride döküntüler görülebilir.

Stressiz hayatın mümkün olmadığı, bu nedenle stres yönetimini öğrenmek gerektiği söylenir. Stres, nasıl yönetilir?
İlginç bir gerçek vardır: Mevcut durumumuzdaki stres düzeyimiz, strese dayanma gücümüze eşittir. “Ağır strese dayanabilirim” diyen insanların her zaman ağır stres altında olduklarını fark edersiniz. Demek ki insanlara strese dayanma gücünü artırmayı öğretirseniz, o oranda stresleri artacaktır. Stres altında boğulmuş bir insanın kendine gelebilmesi için çoğunlukla ciddi bir olay gerekir. Bir eş tarafından terk edilmek, hayati bir sağlık sorunu, ciddi bir bağımlılığın baş göstermesi gibi. Bundan sonra bu insan yeni stratejiler aramaya başlar yaşamla barışabilmek için.

Bugün stres yönetimiyle ilgili yaklaşımların çoğunda dayanma gücünüz artırılmaya çalışılır. Oysa yapmanız gereken ilk şey, başlayan stresi kontrolden çıkmadan önce fark etmektir. Aklınızın gerektiğinden hızlı çalıştığını hissettiğiniz an, durup doğru rotaya geçmenin zamanı gelmiştir. Dizginlerin elinizden çıktığını hissetmişseniz ve önünüzdeki işlere bezginlikle bakıyorsanız, kolları sıvayıp işe sarılmak yerine, gevşeyin, derin soluklar alın ve kısa bir yürüyüşe çıkın. İyice bunalmadan önce fazla stres altında olduğunuzu anlayıp, bunu frenlemezseniz, tıpkı tepeden aşağı yuvarlanan bir kartopu örneğinde olduğu gibi, stresiniz kendi momentini kazanarak kontrolden çıkar ve durdurmak neredeyse imkânsız olur. Oysa küçükken başa çıkmak daha kolaydır.

Strese dayanma gücünü azalttıkça, stresin kendisi de azalacak, azaltmak ve başa çıkmak için harcayacağınız enerjiyi başka alanlara kanalize edebileceksiniz.

Stresle baş etme yolları:
1. Stresi ortaya çıkaran durumu değiştirmeye çalışmak: Stres kaynağını zayıflatmak ya da onu farklı bir şekle dönüştürmek. Örneğin kayınvalidenizle yaşıyor olmanız gerçeğini sürekli değiştirmeye çalışmak yerine ona ve kendinize özel alanlar oluşturmaya çalışmak, iyi bir iletişimle durumu her ikinizin de lehine olacak şekilde değiştirmeye çalışmak gibi.

2. Stresi doğuran durumu kabul etmek: Durumu değiştirmek mümkün değilse onunla mücadele etmek de zamanla stresi artıracak ve yoğunlaşacaktır. Bazen stres yapan faktörle mücadele etmek yerine onu kabullenmek de sıkıntıları azaltabilir. Örneğin eşinizin bazı kişilik özellikleri gibi. Dağınıksa bırakın öyle kalsın, yıllarınızı onu derli toplu olmaya zorlayarak geçirmeyin. Kabullenin ki, başka konularda mücadeleye enerjiniz kalsın.

3. Stresi doğuran durumu yok etmek: Kaynağını iyi tespit ettiğimizde kökten çözümler oluşturmak da faydalı olacaktır. Örneğin çözülmesi zor bir yumak haline gelmişse işinizi, bırakıp başka bir alanı ya da işi denemek gibi. Ama her zaman çok kolay bir yol olmadığını kabul etmek gerekir.

4. Stres faktörüne boşvermek de mücadele için bir başka yoldur. Ancak hayata boş verenler çoğu zaman kendileri değil, başkaları için bir stres kaynağı oluştururlar.

Boş verme, diğer stres kaynaklarıyla baş etmenin çözüm olmadığı durumlarda en son tercih olarak kullanılmalı. Bu yöntem çoğunlukla, diğerleri işe yaramadığında ya da becerilemediğinde denenmelidir.

SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır. Lütfen bütün alanları doldurun.