Stresinizin esiri olmayın

Hayatınızda strese yol açan birçok neden var. Trafik, yoğun iş hayatı, sınavlar vs. vs. Peki size stresi güce dönüştürmenin bir yolu olduğunu söyleseydik…

Stresi nasıl tanımlarsınız? Sözlük anlamına baktığımızda, ilk sırada “ruhsal gerilim” yer alıyor. Yani stres olunca, adeta ruhumuz geriliyor! Zaten hepimiz az ya da çok bunun farkındayız. Stres, önce ruhumuzu etkileyen bir şey; sonra bedenimizi ve sonra da hayatımızı…

Stres, ilk kez sizi ne zaman derinden etkiledi bilemiyorum, ama günümüzde küçücük çocukların bile “stresli” olduğuna hepimiz şahidiz. Oysa bizim çocukluğumuzda, stres bu kadar dile düşen bir kelime değildi. Şimdilerde ise, her gün stres olacak bir şey mutlaka buluyoruz. Bunu sanki biraz da biz kendimiz yapıyoruz, her şeye stres olmayı alışkanlık haline getirdik! Peki, olayın özüne inersek, nereden çıktı bu stres ve nasıl bu kadar gelişti, hayatımızın üzerine çöreklendi?

Hepimiz stresliyiz!
Stres alanında yapılan araştırma ve çalışmalar ilk olarak 1900’lü yıllarda başlamış. İlk kez bu konuda yayın yapan bilim adamı Hans Selye, 1950 yılında stresi “organizmaya-canlıya zarar veren uyaran” olarak tanımlamış daha sonra ise, “organizmada zorlanma sonucu ortaya çıkan tepki” olarak kabul etmiş. Bu tanıma göre, bizi zorlanmaya sokan her durum, her yaşantı, her koşul o günden sonra “stres” olarak anılmaya başlanmış. Bu bakış açısı içinde, büyük-küçük, çocuk-yaşlı, kadın-erkek hepimiz stresliyiz.

Kaçınılmaz bir süreç
Stres günümüzde, modern hayatın kaçınılmaz bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Kaliteli bir yaşam içinse, stres sorununu kafamızda çözmemiz şart. Çünkü stres konusunda yapılan çalışmalar, stresin canlılar üzerindeki etkisinin sanıldığından çok daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

Öyleyse ne yapacağız? Hayat kalitemizi düşüren stresten kurtulmak için günlük yaşamımızda uygulayabileceğimiz küçük değişikliklerin büyük faydası olabilir. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, bunun için öncelikle hayatımızda strese yol açan durumların bir listesini çıkarmamız gerektiğini söylüyor.

Bu listeyi, kontrol edebildiğimiz ve kontrol edemediğimiz olaylar şeklinde ikiye ayırmamızı öneriyor. Buna göre, kontrol altına alınan stresin üstesinden gelmek çok daha kolay olacak.

Stresle ilgili bu kadar çok etken varken, hayatımızdaki stresi ta kökünden halletmemiz pek mümkün görünmüyor, değil mi? Peki stres olduğunuzda siz nasıl davranıyorsunuz? Stres yaratan durumdan uzaklaşıyor musunuz, yoksa savaşıyor musunuz?

Savaş veya kaç
Uzman Psikolog Sevil Usanmaz; stres karşısında insanların kendilerini korumak için çeşitli tepki ve davranışlar gösterdiklerini söylüyor. “Stres karşısında bütün canlılar, stresi yaratan durumla ya mücadele ederler ya da bu durumdan uzaklaşırlar. Buna ‘savaş veya kaç’ ilkesi denir. Stres karşısında organizmanın bütünlüğü tehdit altındadır ve organizmanın kendini koruması için oluşturduğu dengesi bu durumdan etkilenir. Bozulan dengenin yeniden sağlanması gerekir. Denge, bu durumla savaşarak veya kaçarak yeniden oluşturulur.

Örneğin; gürültü stres kaynağı ise ya bununla mücadele ederiz ya da bulunduğumuz ortamı değiştiririz; ya da gürültüyü hissetmeyeceğimiz tedbirlere başvururuz. Cam, kapı, koruyucu başlık, kulaklık vs.”

Stres bazen iyidir
Aslında, bazen ‘biraz stresin’ işe yaradığını söyleyebiliriz. Biraz stres, tıpkı dozunda hırs gibi, performansı iyileştirir, bireyi aktif yapar. Sınavımız varsa biraz stresimiz vardır ama ders çalışırız. Yetişecek bir iş için, çalışma hızımızı ve süremizi artırırız.

Ancak stres sürekli olduğunda ve artan şekilde devam ettiğinde insanın uyumunu bozar. Uyumun bozulduğu durumlarda, stresli kişinin verimliliği düşer. Hayattan zevk almamızı önler, aile ile ilişkilerimizi ve sosyal uyumumuzu bozar. Daha fazla hatalı kararlar almamıza ve davranmamıza sebep olur. Kendimize olan güvenimiz azalır, yetersizlik duygumuz artar. Aşırı hareketli veya içe dönük davranışlara, sürekli yorgunluk hissine, çeşitli bedensel hastalıklara sebep olur. Bu sebeple, stres dozunun artmaması için stres savar taktikler uygulamalısınız.

Stres savar taktikler
Hayat şartları düşünüldüğünde, evet, stresi hayatımızdan çıkarıp atmamız çok güç görünebilir! Öyleyse, onunla başa çıkmayı öğrenmenin yollarını bulmalıyız. İşte uzmanların kolay ama kesinlikle işe yarayan önerileri…

– Gevşeyin. Stresi yenmek için önce gevşemeyi öğrenin ve fiziksel egzersizi hayatınızın bir parçası haline getirin. Stresli olduğunuz zaman, sırt ve boyun bölgenizdeki gergin kaslar baş ağrısına neden olabilir veya baş ağrısına eşlik edebilir. Gevşemeyi öğrenmek, stresi baş ağrısına neden olmadan önce gidermeyi veya baş ağrısının yarattığı rahatsızlığı azaltmayı sağlar.

Gevşemek için, spor birebir! Daha önce düzenli egzersiz yapmadıysanız, yavaş yavaş başlayarak zamanla seviyesini arttırabilirsiniz. Egzersize, arabanızı gideceğiniz yerin uzağına park etmekle, asansöre binmek yerine merdivenleri kullanmakla başlayabilirsiniz.

– Derin nefes alın. Sırtınız dik olarak oturun veya ayakta durun. Yavaş ve derin derin nefes alın. Havanın vücudunuza dolması ile birlikte karnınız şişecektir. Nefes alışınızı hissetmek için elinizi karnınıza koyun, içinizi mümkün olduğunca havayla doldurduktan sonra, birkaç saniye süreyle nefesinizi tutun. Şimdi, bir mum üflüyormuş gibi nefesi dudaklarınızın arasından verin. Nefesiniz, vücudunuzdan dışarı çıkarken hissettiğiniz duygu üzerine yoğunlaşın. Bu işlemi dört-beş kez tekrarlayın ve sonra birkaç dakika sakince oturun. Şimdi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

– Hobi edinin. Sevdiğiniz işlerle uğraşmak, stresi azaltmaya yardımcı olacaktır. Nelerden hoşlandığınıza karar verin ve bu şeyleri düzenli olarak yapmaya çalışın.

– Aktif olun. Bahçe veya ev İşleri ile uğraşın. Kısa bir yürüyüş bile stresle baş etmenizde yardımcı olacaktır. Daha aktif olmak için neler yapabileceğinizin listesini yapın. Her hafta veya iki haftada bir listenize yeni şeyler eklemeyi unutmayın.

Siz stresi yönetin
Ne olursa olsun stres olmaktan kendinizi alıkoyamıyor, her şeyi sorun etmeye devam ediyorsanız, stresi güce çevirmeyi deneyebilirsiniz. Hani, “biraz stres” iyidir demiştik ya, Sevil Usanmaz da bu görüşü destekliyor. Usanmaz’a göre; stres, uyaranları yönetmeyi öğrenmemize, hızlı düşünme ve kararlar almamıza neden oluyor, bizi geliştiriyor, değişimimizi sağlıyorsa, olumsuz da olsa olumlu hale gelir ve güce dönüşebilir! Bunu başarmak için yapmanız gerekenlere gelince…

– Öfke kontrolünü iyi öğrenin, öfke, önyargılı olmaya sebep olur. Önyargı ise stresin ilk etkenlerinden biridir!

– Kendinizi daha çok sevin, kendinize daha fazla güvenin, kendinizi ödüllendirin ve başarısızlıklarınıza değil, başarılarınıza odaklanın.

– Mehmet Yavuz; “Uzak gelecek üzerine plan yapmayın” diyor. Gelecek belirsizliklerle doludur. Uzun vadeli planlama, hayal kırıklığı ite sonuçlanabilir. Tabii bu noktada plansız programsız yaşayın da demiyoruz. Sadece uzun vadeli planlarınıza çok yoğunlaşmayın ve her zaman gerçekleşmeme ihtimalini de göz önünde bulundurun.

– İyi bir zaman yönetimi, stresi alt eder! Yapacağınız işleri önem sırasına göre derecelendirin ve size en önemli işten başlangıç yapın. Zira önünüzde çok önemli bir iş varken, tali görevleri yapmak hem daha fazla stres oluşturur hem de hata ihtimalinizi arttırır.

– Randevularınız arasında zaman bırakın, iki randevu arasında mutlaka olabilecek ekstra bir iş için bir zaman dilimi ayırın.

– Stresli işlerin organizasyonunu bir araya sıkıştırmayın. İşte yoğunsanız, o gün arkadaşlarınızı eve davet etmeyin.

– Yapabileceğinizden daha fazlası için söz vermeyin, “hayır” demeyi öğrenin.

– İhtiyaç duyduğunuzda ailenizden ve arkadaşlarınızdan yardım isteyin, iyi bildiğiniz bir konu bile olsa şeflerinizle ya da arkadaşlarınızla istişare edin. Bu durum gözden kaçırdığınız bir hususu aklınıza getirebilir ve daha emin ve güvenli hareket etmenizi sağlar.

SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır. Lütfen bütün alanları doldurun.