Uzun yaşamın sırrı düzenli uykuda

Uzun yaşamak için iyi genlere sahip olabilirsiniz. Ancak sağlıksız beslenen, sigara içen, hareket etmeyen ve yeterince uyumayan biriyseniz bu genler işe yaramayabilir. Sağlıklı ve uzun bir ömür için iyi besinlere, kararında spora ve düzenli uykuya ihtiyacınız var.

1900’lerde ABD’de ortalama yaşam süresi 47’ydi. 65 yaş üstündekiler nüfusun yüzde 4’ünü oluşturuyordu. Bugün ise oran yüzde 13. ABD’de ortalama yaşam süresi 80’e ulaştı. 2050’de ise yüz yaşını aşanların 11 kat artması bekleniyor.

Demografik araştırmalar 65 yaş ve üstünü ‘yaşlı sınıf’ olarak kabul ediyor ve bu sınıf dünya nüfusunun yüzde 10’unu oluşturuyor. 2030’da ise oranın yüzde 60’a ulaşabileceği belirtiliyor. Peki, ortalama yaşam süresi artarken hastalıklardan korunmak, sağlıklı bir hayat sürmek mümkün olacak mı? Anti-aging’le bunun mümkün olabileceği belirtiliyor. Anti-aging 10 yıl içinde ortalama yaşam süresinin 100’lerde olacağını vaat ediyor. Bu yazı dizisinde de uzun ve sağlıklı bir yaşamın, ipuçlarını uzmanların ağzından okuyacaksınız.

Japonya’nın Okinawa Adası’nda 100 yaşına dek yaşayanların oranı Batı ülkelerine göre dört kat fazla. Okinawalılarda kalp hastalıkları ve inme neredeyse yok, üstelik kanser de nadir görülüyor. Okinawalıların uzun yaşamalarının sırrı yaşam şekillerinde saklı…

“Çok az et tüketiyorlar. Et olarak genellikle balık yeniyor. Alkol ve sigara kullanmıyorlar. Besinlerinin yüzde 90’ı bitkisel. Günde on porsiyon sebze, meyve, pirinç ve baklagil tüketiyor, çok az yağ ve rafine şeker alıyor, çok az yiyorlar. Hareketli bir yaşam biçimleri var. Yaşlanmaya yol açan stresi ilaçlarla değil, meditasyon ve sosyal ilişkilerle gideriyorlar.”

Bu cümlelerden de anlaşıldığı üzere aslında uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek sanıldığı kadar zor değil. İstanbul Anti-Aging Derneği Başkanı Prof. Dr. Mithat Yılmaztürk, uzun ve sağlıklı bir yaşamın ipuçlarını anlattı, merak edilen soruları cevapladı.

120 yıl yaşayabilmek mümkün mü?
Buna erişenler var ve bu da mümkün olduğunu gösteriyor. Bilimsel olarak insan ömrü 120 yıl civarında. Ancak biz bu süreyi yanlış alışkanlıklarla, doğadan uzaklaşarak kısaltıyoruz. Modern yaşam, stres, beslenme bozuklukları, çevre kirliliği gibi faktörler buna yol açıyor. Bütün memeliler için bir kural var. İskelet gelişimini tamamladığı yaşı yediyle çarptığınızda o canlının yaşam süresi ortaya çıkıyor. Örneğin bir memeli gelişmesini iki yılda tamamlıyor. Bunu yediyle çarptığınızda çıkan 14 onun yaşam süresidir. İnsan gelişimini 18-20 yılda tamamlıyor. Yediyle çarptığınızda 120’yi bile geçiyor. Diğer memeliler belirlenen süreye ulaşıyor, çünkü evrimin, doğanın öngördüğü biçimde yaşıyorlar. İnsan ise sürekli doğaya başkaldırıyor. 1900’lerde ortalama yaşam süresi 45 civarındaydı. Şimdi bu, kadınlarda 80, erkeklerde 75. Koruyucu tıp ve anti-aging’in amacı erken yaşlanmayı geciktirmek ve sağlıklı yaşamak.

Neden yaşlanıyoruz?
Bunu açıklayan 300 teori var. Hepsinin birleştiği noktalar, stres, aşırı besin tüketimi, sigara, hormon bozukluğu vb. Örneğin tiroid normal çalışmazsa kişi ya çok şişmanlar, ya zayıflar. Sinirli olur, saçları dökülür, tırnakları kırılır, uykusuzluk oluşur. Hormonlar bozulduğu zaman dengemiz de bozuluyor. Evrim hava karardığında insanın yatması, aydınlandığında ise uyanması şeklinde işler. Normalde hava karardığında vücut uykuyu getiren melotonin hormonunu salgılar. Böyle olunca uyursunuz. Ancak günümüzde uyunması gereken yerde uyanığız, uyanık kalmamız gereken zamanda ise uyuyoruz.

Aşırı spor yapmak da yaşlandırıyor. Çevre kirliliği de yaşlılıkta önemli bir faktör. Sadece egzoz gazları değil, elektromanyetik dalgalar, deterjanlar, evde kullanılan boyalar da etkili. Astımın, alerjinin artması evlerde kullanılan boyalarla direkt ilgili. Gıdalardaki katkı maddeleri de yaşlılık yapıyor. Anti-aging programında hazır gıdalar tavsiye edilmiyor, çünkü sağlıklı değil. Bu ürünlerin raf ömrünü uzatmak için katkı maddesi ve doymuş yağ konuyor. Yaşlanmaya karşı antioksidan desteği gerekiyor ancak yediğimiz besinlerden bunu yeterince alamıyoruz. Çok uzun süre beklemiş, tazeliğini yitirmiş oluyor besinler. Toprağın işleniş tarzı, kullanılan hormonlar da besin içeriğini değiştiriyor. Bugünkü domates de, ıspanak da önceden yediklerimizle aynı değil. Bu durumda ömrün kısalmasını yadırgamamak lazım.

Yaşlanma aslında ne zaman başlıyor?
Kişiden kişiye değişiyor. Ama yaşlanma çocukluk çağında başlıyor. Bir çocuğu sürekli kızarmış patates, nişasta türevi şeylerle beslediğinizde yaşlanma sürecini başlatıyorsunuz. Trafik kazası geçiren gençlerdeki araştırmalar, damarlarında plak oluşumunun başladığını gösteriyor. Uykusuzluk, alkol, stres gibi faktörlerin etkisi sonradan ortaya çıkar.

Anti-aging nasıl ömür uzatıyor?
Ne kadar erken anti-aging’e başlanırsa o kadar iyi olur. Oluşan tahribatı kaldıramasanız da bir miktar geriye götürebiliyorsunuz. Organlarda hasarın oluşmasından önce anti- aging kavramı benimsenmeli. Bağışıklık sistemi çok önemli. Bu vücudumuzun savunma ordusudur ve bizi hastalıklara karşı korur. Kansere aday hücreler hepimizin vücudunda çıkıyor. Bağışıklık sistemi güçlüyse bunu hemen fark ediyor ve zararlı hücreyi önlüyor.

Bağışıklık sistemi nasıl güçlendirilir?
Sağlıklı bir yaşam tarzıyla… Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu maddelerden birinin eksikliği bile bu sistemi güçsüz bırakabilir. Stres bağışıklık sistemini altüst eder. Çiftlerden biri ölür, geride kalanının aşırı stresi bağışıklık sistemini çökertir ve bir süre sonra o da yaşamını yitirir. Bu stresin bağışıklık sistemine verdiği zarardan kaynaklanır. Hormon dengesi çok önemli. Hormon tedavisinde kişinin ihtiyacına göre ayarlama yapılmalı. Hormonlar, evrimin bütün canlılara verdiği maddeler. Yanlış beslenme, obezite gibi şeyler hormon dengesizliğine neden oluyor.

Ömür süresini neler kısaltıyor?
Genetik faktör, hormon, bağışıklık, kalp- damar sistemi, serbest radikaller yaşlanmada baş sorumlulardır. Tatlı yemek serbest radikal yapımını hızlandırır. Fazla tatlı vücutta proteinlerle birleşip yapışkan tortu yapıyor. Bu tortu da hücreler arasında birikiyor ve iletişimi bozarak yaşlılığı hızlandırıyor, vücutta lekelenmelere yol açıyor. Beslenme tarzı, fiziksel aktivitenin olmayışı da yaşlandırıyor.

Nasıl iyi yaşlanabiliriz?
Kalp-damar sağlığınızı koruyun, doğru beslenin. Gerektiğinde besin desteği alın. Mutlaka egzersiz yapın, günde sekiz saat uyumaya dikkat edin. Dokunma ve seks önemli. İyi bir cinsel yaşamınız olsun. Stresle baş etmeyi öğrenin. Zihinsel ve ruhsal dinginlik hayatınızda olmalı. Bağışıklık sisteminizi mutlaka güçlendirin. Çünkü bu sistem sizi korur.

Ne kadar hızlı yaşlanıyorsunuz?
Baş parmak ve işaret parmağınızla elinizin üst kısmındaki deriyi çimdikler gibi tutarak beş saniye bekleyin. Deriyi bıraktığınızda tekrar normal ve düz hale gelmesinin ne kadar zaman aldığını belirleyin. Bu gerçek yaşınızını gösterir. 0-1 saniye 25-30 yaş, 2-5 saniye 40-50 yaş, 10-55 saniye: 60-70 yaş.

Tepki zamanı
‘Yere cetvel düşürme’ testi tepki zamanınızı ölçer. 45 santimlik tahta cetvel alın. Biri bu cetveli 2.5 santimlik üst kısmından kavrayarak güçlü elinizin üzerinde tutsun. Siz de bu elinizin baş parmağı ile işaret parmağı arasında on santimlik boşluk bırakarak elinizin üzerinde duran cetveli tutmak için bekleyin. Arkadaşınız haber vermeden cetveli aniden bıraksın. Yere düşmeden yakalayın. Cetveli yakaladığınız yerin santimetresini not edin. İşlemi üç kez yapıp ortalamasını bulun.

Cetvel sonuçları:
30 santimetre: 20-30 yaş,
20 santimetre: 40-50 yaş,
12 santimetre: 60-70 yaş.

Vücut kompozisyonu
Bu, yağ miktarınızın yağsız kas kitle miktarınıza oranı hakkında fikir verir. ‘Deri kıvrım kalınlığı ölçüm aleti’ (calipper) edinin. Kadınlar kalça kemiğinin üst ve üst kolun arkası, erkekler uyluğun ön kısmından ölçmeli. Üç kez tekrarlayın İdeal vücut yağı erkekler için yüzde 15-17, kadınlar için ise yüzde 18-22’dir.

Yaşlanma bulguları
– Bağışıklık sistemi zayıflığı,
– Aşırı kilo,
– Hormonal dengesizlikler,
– Kronik ağrı,
– Devamlı stres altında olmak,
– Sindirim sorunları,
– Zayıf hafıza,
– Hareketliliğin azalması,
– Diş eti hastalıkları,
– Libidonun azalması,
– Kronik sinüzit,
– Uyku sorunları,
– Konsantrasyon güçlüğü,
– Eklem ağrıları,
– Deride hassasiyet, döküntü,
– Asabiyet ve yorgunluk,
– Güneş lekeleri,
– İrritabl bağırsak sendromu.

SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır. Lütfen bütün alanları doldurun.